Anasayfa
tarafından scarface Perş. Ekim 30, 2008 12:01 amYouTube ve ekşi sözlük gibi en fazla tıklanan sitelere uygulanan yasağın ardından, Diyarbakır Sulh Ceza Mahkemesi’nin de blogger.com ile blogspot.com’a erişimi engellemesi tartışma yarattı.
İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Mustafa Akgül, yasakların Türkiye’ye zarar verdiğini, amacına ulaşamadığını söyledi. Yasaklanan sitelere başka siteler üzerinden erişilebildiğini ifade eden Akgül, “Yasaklar Türkiye’nin imajı için çok kötü, AB hayaline ters. Türkiye interneti anlamış durumda değil” dedi. Yasaklamanın son çare olması gerektiğini dile getiren Akgül, sadece zararlı içeriğin engellenmesini sağlayacak altyapı yatırımının yapılması gerektiğine işaret etti.
Kasıtlı da yapılıyor
Akgül, “Bu konu mahkemelerde çözülmemeli ya da uzmanlaşmış mahkemeler karar almalı. Youtube’a girmemiş hakim, youtube sitesini yasaklıyor. Bir kitap için kütüphane yakılıyor. Suçu olmadığı halde zarar görenler dava açmalı.”
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı Turhan Menteş de, söz konusu kararlarla Türkiye’nin yasakçı bir ülke tablosu çizdiğini belirtti.
Yasaklamalara ilişkin içeriklerin kimi zaman kasıtlı oluşturulduğuna dikkat çeken Menteş, “Bu mantıkla bir kişi blog sitelerine özel bilgi koyup sonra mahkemeye gidip yasaklatabilir. Uyarı sistemleri iyi çalışmalı. Kapatma yönünde değil, zararlı içeriği önleme yönünde ciddi çalışmalar yapılmalı. Bu konu bütün dünyanın sorunu şu anda” diye konuştu. Menteş, kararların sadece hükümetlerce değil sivil toplum örgütlerinin de katkısıyla alınması gerektiğini belirterek, “Uzmanlaşmış mahkemeler, uzmanlaşmış hâkimler olmalı” dedi.
‘İktidar, yargı ve kullanıcılar sansüre destek çıkıyor’
AB üzerine Türkiye’nin en çok takip edilen blog’unu (www.erkansaka.net) hazırlayan Bilgi Üniversitesi Halka İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi sosyolog Erkan Saka, blog’lara da sıçrayan internet sansürüyle ilgili olarak şunları söylüyor:
“Hiç şüphe etmeden, şu anda Türkiye’nin itibarını en çok zedeleyen şeylerin başında internet sansürünün geldiğini söyleyebilirim. Türkiye’nin itibarını bu kadar düşünen yöneticilerin internet sansürü bağlamındaki suskunluğu şaşırtıcı. Suçlu kim noktasında, öncelikle Türk yargısı internete yaklaşımda dünyanın en sansürcü ülkeleriyle aynı bakış açısına sahip. Ama örneğin Çinliler kadar internet bilgisine sahip değiller. Çin sansür uygulamalarını ciddi bir teknik bilgiyle yapıyor. Bizde ise bir - iki siteyi sansürlemek için yüz binlercesi karartılıyor. İkinci suçlu ise başta iktidar partisi olmak üzere yasa koyucular. Çünkü sansüre yol açan yasal boşluklar konusunda hiçbir şey yapmıyorlar. Bu biraz da yeni medyanın gücünden korkulmasından kaynaklanıyor olabilir. Üçüncü suçlu ise bizzat internet kullanıcıları. İnternet ortamında sansüre yorumlar ve kampanyalarla önemli destek görülüyor. Sansürcü zihniyet ne yazık ki kullanıcılarda bile var.”
‘Uyarıları dikkate alan 200 site var’
Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek, sitelerin uyarıları dikkate alması durumunda mahkemeye gidilmesine ve erişimin engellenmesine gerek kalmayacağını belirtti.
Şimşek, yasaklama kararlarını Milliyet’e değerlendirdi. Hâkim kararlarını eleştiremeyeceklerini ve uymak zorunda olduklarını anlatan Şimşek, yasaklamalara tek taraflı bakıldığını söyledi. “Engellemeye neden olan yazı ya da görüntünün ortadan kalkması durumunda erişim engellemesi kararı da ortadan kalkabilir” diyen Şimşek, blog sitelerinin dava konusu içeriği çıkarması ve buna ilişkin kararın kendilerine ulaşması durumunda, yasağı kaldıracaklarını söyledi. Şimşek, şunları kaydetti:
‘Yasağı uygularız’
“Sitede yer alan içerik, kanunda yer alan suçlardan biriyse, hâkimin erişimi engelleme hakkı vardır. Sadece sakıncalı içeriğin engellenmesi yöntemi bugünkü teknik altyapıyla mümkün değil.
Suçu oluşturacak içeriğe ilişkin filtreleme ise çok daha geneli kapsar ve kaynağından sansür olur. Bunu uygulayan ülkeler de var. Bütün Avrupa’nın ve bizim istediğimiz, ‘ihtar et, suç oluşturan şey kaldırılsın’ sistemi.
Kapatılma kararı verilmeden önce ilgili cumhuriyet savcıları ve zaman zaman TİB tarafından uyarılar oluyor. Bizim mahkemeye gitmeden uyararak kaldırttığımız 200’ün üzerinde içerik var. Uyarılarımızı dikkate almayarak maalesef erişim engelleme kararına sebep olan siteler de var. Mevzuat böyle olduğu sürece, uyarılar dikkate alınmayarak suç oluşturduğu iddia edilen içerik çıkarılmadığı sürece, hâkimler karar verirse biz de yasak uygularız.”
İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Mustafa Akgül, yasakların Türkiye’ye zarar verdiğini, amacına ulaşamadığını söyledi. Yasaklanan sitelere başka siteler üzerinden erişilebildiğini ifade eden Akgül, “Yasaklar Türkiye’nin imajı için çok kötü, AB hayaline ters. Türkiye interneti anlamış durumda değil” dedi. Yasaklamanın son çare olması gerektiğini dile getiren Akgül, sadece zararlı içeriğin engellenmesini sağlayacak altyapı yatırımının yapılması gerektiğine işaret etti.
Kasıtlı da yapılıyor
Akgül, “Bu konu mahkemelerde çözülmemeli ya da uzmanlaşmış mahkemeler karar almalı. Youtube’a girmemiş hakim, youtube sitesini yasaklıyor. Bir kitap için kütüphane yakılıyor. Suçu olmadığı halde zarar görenler dava açmalı.”
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı Turhan Menteş de, söz konusu kararlarla Türkiye’nin yasakçı bir ülke tablosu çizdiğini belirtti.
Yasaklamalara ilişkin içeriklerin kimi zaman kasıtlı oluşturulduğuna dikkat çeken Menteş, “Bu mantıkla bir kişi blog sitelerine özel bilgi koyup sonra mahkemeye gidip yasaklatabilir. Uyarı sistemleri iyi çalışmalı. Kapatma yönünde değil, zararlı içeriği önleme yönünde ciddi çalışmalar yapılmalı. Bu konu bütün dünyanın sorunu şu anda” diye konuştu. Menteş, kararların sadece hükümetlerce değil sivil toplum örgütlerinin de katkısıyla alınması gerektiğini belirterek, “Uzmanlaşmış mahkemeler, uzmanlaşmış hâkimler olmalı” dedi.
‘İktidar, yargı ve kullanıcılar sansüre destek çıkıyor’
AB üzerine Türkiye’nin en çok takip edilen blog’unu (www.erkansaka.net) hazırlayan Bilgi Üniversitesi Halka İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi sosyolog Erkan Saka, blog’lara da sıçrayan internet sansürüyle ilgili olarak şunları söylüyor:
“Hiç şüphe etmeden, şu anda Türkiye’nin itibarını en çok zedeleyen şeylerin başında internet sansürünün geldiğini söyleyebilirim. Türkiye’nin itibarını bu kadar düşünen yöneticilerin internet sansürü bağlamındaki suskunluğu şaşırtıcı. Suçlu kim noktasında, öncelikle Türk yargısı internete yaklaşımda dünyanın en sansürcü ülkeleriyle aynı bakış açısına sahip. Ama örneğin Çinliler kadar internet bilgisine sahip değiller. Çin sansür uygulamalarını ciddi bir teknik bilgiyle yapıyor. Bizde ise bir - iki siteyi sansürlemek için yüz binlercesi karartılıyor. İkinci suçlu ise başta iktidar partisi olmak üzere yasa koyucular. Çünkü sansüre yol açan yasal boşluklar konusunda hiçbir şey yapmıyorlar. Bu biraz da yeni medyanın gücünden korkulmasından kaynaklanıyor olabilir. Üçüncü suçlu ise bizzat internet kullanıcıları. İnternet ortamında sansüre yorumlar ve kampanyalarla önemli destek görülüyor. Sansürcü zihniyet ne yazık ki kullanıcılarda bile var.”
‘Uyarıları dikkate alan 200 site var’
Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek, sitelerin uyarıları dikkate alması durumunda mahkemeye gidilmesine ve erişimin engellenmesine gerek kalmayacağını belirtti.
Şimşek, yasaklama kararlarını Milliyet’e değerlendirdi. Hâkim kararlarını eleştiremeyeceklerini ve uymak zorunda olduklarını anlatan Şimşek, yasaklamalara tek taraflı bakıldığını söyledi. “Engellemeye neden olan yazı ya da görüntünün ortadan kalkması durumunda erişim engellemesi kararı da ortadan kalkabilir” diyen Şimşek, blog sitelerinin dava konusu içeriği çıkarması ve buna ilişkin kararın kendilerine ulaşması durumunda, yasağı kaldıracaklarını söyledi. Şimşek, şunları kaydetti:
‘Yasağı uygularız’
“Sitede yer alan içerik, kanunda yer alan suçlardan biriyse, hâkimin erişimi engelleme hakkı vardır. Sadece sakıncalı içeriğin engellenmesi yöntemi bugünkü teknik altyapıyla mümkün değil.
Suçu oluşturacak içeriğe ilişkin filtreleme ise çok daha geneli kapsar ve kaynağından sansür olur. Bunu uygulayan ülkeler de var. Bütün Avrupa’nın ve bizim istediğimiz, ‘ihtar et, suç oluşturan şey kaldırılsın’ sistemi.
Kapatılma kararı verilmeden önce ilgili cumhuriyet savcıları ve zaman zaman TİB tarafından uyarılar oluyor. Bizim mahkemeye gitmeden uyararak kaldırttığımız 200’ün üzerinde içerik var. Uyarılarımızı dikkate almayarak maalesef erişim engelleme kararına sebep olan siteler de var. Mevzuat böyle olduğu sürece, uyarılar dikkate alınmayarak suç oluşturduğu iddia edilen içerik çıkarılmadığı sürece, hâkimler karar verirse biz de yasak uygularız.”
